Aziz, muhterem kardeşim,

Madem ki İslâmın her derdine razı olduğunu bildiriyor­sun, bu müjdenle bize aşk ve şevk veriyorsun, o halde iyi dinle:

Vazifen, dikenler arasından güller toplamaktır.

Ayağın çıplaktır, batacak. Elin açıktır, ısıracak.

Buna sevineceksin.

Çöllere sürülürsen kanınla ağaç yetiştireceksin.

Kutuplara sürülürsen ısınla seb­­ze yetiştireceksin.

Yeşilliği sevmeyenler olacak, yakacaklar, yıkacaklar. Sen bunu sabırla seyredeceksin.

Karanlık zindanlara salarlarsa ışık, paslı vicdanları gö­rürsen ümit, imansız kalp­lere rastlarsan nur vereceksin.

Sen verdiğin için suç olacak, sen getirdiğin için ceza gö­receksin, sen konuştuğun için mahkum olacaksın.

Ve buna şükredeceksin.

Anadan, yardan, serden geçeceksin.

Candan, gönülden Kur'ân'a sarılacak­sın.

Damla iken deniz, nefes iken tayfun olacaksın.

Derdini yazmak için derini kağıt, kanını mürekkep ede­ceksin.

Kimse ile görüşÂ­türmezlerse, mecnun olup çöllere dü­şeceksin.

Leyla arar gibi Nur arayanları bula­caksın. Bulamazsan üzülmeyeceksin.

Makamlar, servetler verirlerse, nefsini unutacaksın.

Yalan, iftira, çamur fırtınasına tutulursan, hissiyatını terk edeceksin.

Önün­de demirden set yaparlarsa, dişinle deleceksin.

Dağları toptan oymak gerekirse, iğne ile oyacaksın.

Unutma! Nerede olursan ol, küfrün ve cehlin tâ temelini çürüteceksin.

Bir gün Kur'ân etrafındaki surların yıkıldığını görürsen, hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin.

Etrafına ilimden, irfandan, faziletten, ah­lâk­tan kale­ler di­keceksin.

Kaleler fedâi ister, nasıl olsa sen de içinde fedâi ola­cak­sın.

Bu mektubu okuyunca, Mesnevî'yi okuyan Yunus Emre gibi, "Uzun olmuş" di­ye­ceksin.

"Onun gibi ben olsa idim, ete kemiğe büründüm, Yunus diye gö­rün­düm, derdim" dediği gibi, sen de "Ne lüzum vardı uzun uzun yazmaya, kısaca Kur'ân tale­besi olacaksın de­seydin yeterdi" diyeceksin.

Haklısın, zira İslâm yoluna giren bilir ki, bu yol kıldan ince, kılıçtan keskincedir.

Her kişinin yolu değil, "er" kişinin yoludur.

Seni bütün ruh u canımla kucaklar, gözlerinden öper, du­a­larına mukabele eder, Allah'ın rızası dairesinde buluşÂ­mak üzere mektubuma son verirken, dalâlete düşen din kardeşlerimin kısa bir zamanda sizin gibi hidayete ermele­rini Ce­nâb-ı Vacibü'l-Vücud olan Hazret-i Allah'tan niyaz ederim. Âmin!

Pür kusur kardeşiniz

Zübeyir GÜNDÜZALP

Diğer Videolar