Bir bayram günü, YETİM ÇOCUK kenara oturmuş, başını ellerinin arasına almıştı. Cıvıldaşan çocuklara bakıp ağlıyordu. Üstü başı lime lime idi.Üstelik sabahtan beri yiyecek bir şey de bulamamıştı. O sırada Peygamberimiz (S.A.V) geçiyordu. Oynaşan çocukları seyretmek için biraz durdu. Gülümsedi. Birkaç çocuğu okşadı. Sonra O YETİMİ gördü. Kenarda durup ağlaması dikkatini çekmişti. Yanına gitti. Ve niçin arkadaşlarıyla oynamadığını, niçin ağladığını sordu. YETİM Peygamberimizi (S.A.V) tanıyamamıştı.
- Amca, dedi, babam bir savaşta şehid düştü, anam evlendi. Üvey babam beni istemedi. Yapayalnız kaldım. Ne yiyecek bir dilim ekmeğim, ne giyecek yeni bir elbisem var. Bu yüzden arkadaşlarıma katılamıyorum. Peygamber(S.A.V) Efendimizin mübarek gözleri doldu.
- Peki çocuk, dedi, sen Hasan ile Hüseyin`e kardeş olmak ister misin?
Yetim çocuk istekle atıldı:
- Çok isterim.
- Aişe'ye,Fâtıma`ya ve Ali'ye evlât, Peygamber`e torun olmak ister misin?
çocuk hemen cevap verdi:
- Çok isterim.
- Öyleyse yürü bize gidelim, bundan sonra benim torunumsun... Çocuk ancak o zaman Peygamberimizin (S.A.V)karşısında bulunduğunu anladı ve feryad ederek ellerine sarılıp öptü. Birlikte eve gittiler. Yetim çocuğun karnı aylardan beri ilk defa güzelce doydu. İlk defa yeni elbiseler giydi. Ve Peygamberimizden izin alıp tekrar çocukların arasına döndü. Ama bu sefer kenardan seyretmiyordu. Oyuna katılmış, onlar gibi oynamaya başlamıştı. Çocuklar bu değişikliği merak edip çocuğa sordular:
- Ey çocuk, bir saat önce ağlıyordun, üstün başın dökülüyordu, şimdi bakıyoruz yeni elbiseler giydin, aramıza katılıp oynuyorsun. Sebebi nedir? Bahtiyar Çocuk memnun memnun gülümsedi:
- Yerimde olsaydınız siz de sevinirdiniz, diye konuştu. Ben, Hz. Ali ile Hz. Fâtıma`ya evlâd, Hasan ile Hüseyin`e kardeş, Peygamber Efendimize(S.A.V) torun oldum. Çocuklar hasretle iç çektiler. Bir ağızdan şöyle dediler:
- Keşke biz de senin gibi yetim ve öksüz kalsaydık da, Peygamber torunu olma şerefini kazansaydık.

Diğer Videolar